İkra’r Dergi 4. Sayısı

Kelamlarımızı kalemle uzaklara ileten Kadir-i Mutlak olan Allah’ın adıyla…

Yüreği kelimesinde atan dergimizin yepyeni ve dolu dolu 4.sayısıyla karşınızdayız. Bizi sizlerle buluşturan Allah’a sonsuz hamd ediyorum.

Derdimizle dertlenen aziz okur, hakikat peşinde koşarak geçiyor günlerimiz… Belki de hakikati ararken şu fani dünyada bir iz bırakır, güzel ve hayırlı işlere vesile oluruz umuduyla, sizlerin de teveccühüyle gayret içerisinde durmadan ve bıkmadan çalışıyoruz.

Biz İkra’r’ı ilk günden beri mektebimiz olarak gördük. Bu mektep çatısı altında yazı yazarken, geçmişi, şimdiyi ve geleceği mukayese edebilecek bir tarih bilincine sahip; geleceğin öncüleri olma idealinde daima değer üreten, çağını iyi okuyan, mazlumun sesi olmaya çalışan, ümmet ve memleket meselelerine haiz bir gençlik nasıl olur bunu öğreniyoruz. Memleket meselelerine haiz oluşumuz hasebiyle de ülkemizde yaşanan son gelişmelere kayıtsız kalamadık.
Tarihin unutmayacağı, tarih unutsa bile hakikatin unutmayacağı bir duruma şahit olduk; 15 Temmuz 2016 akşamı… Ülkemizde bazı gözü dönmüşlerin, ahlaksızca, milletin iradesine, milletin evlatlarına karşı cani bir kalkışma ve alçakça darbe girişiminde bulunduğuna şahit olduk. Halkın emanetiyle halkın canına kast eden zihniyeti şiddetle kınıyor, Hakk inancıyla kuşanan halkın, namlusunu kendisine çeviren tanklara galip geleceğine inanıyoruz. Üç yavrusunu şehadeti ile önce Allah’a sonrasında ise gönlü pak âlemi-i İslam’a emanet etmiş Halil Kantarcı yüreğine şahidiz. 16 yaşındaki oğlu ile emektar ömrünü vatan uğruna feda etmiş olan Erol Olçak metânetine şahidiz. Tank karşısında tereddüt etmeksizin azmini Cihad, gönlünü Türkiye eyleyen kahraman halkımıza şahidiz. Muhakkak ki aslolan âlemde Hâkim’in kendisi şahittir!

Ey Batı! Ey onun içimizdeki taşeronları!
Karanlık planlarınızı Müslüman âleminin apaydınlık bir güneşi andıran gönlünde galip kılamayacaksınız! İmanla haykırdıkça, Asım’ın nesli var oldukça ve eller daima kalemlere uzandıkça siz bu milleti âlem-i İslam’dan uzaklaştıramayacaksınız… Bu milletin yürek gücü hain güçlerin zehirli akıl gücüne galip gelmiştir ki, zafer de tekerrür eder tarih gibi… Ebû Cehil’in şirk orduları yaşıyor da Hz. Muhammed’in(sav) ümmeti öldü mü?

***

Bilindiği üzere, bilinmeyeni telkin beyanıyla 1.sayımız karanlıklardan kurtuluşu “okumak” eyleyip karşınıza Üstad Nuri Pakdil duruşuyla çıktı. Hem de okumayanın her bir gününün karanlık olduğunu addederek…
2.sayımızda adalet olmadan toplumların ve kâinatın ayakta kalabilmesinin mümkün olamayacağını vurgulayarak “Yer ile gök adalet ile kaimdir” dedik. Adaleti göğüs muskası edinerek Ömer adaleti ile selamlamaya çalıştık sizleri…
Var olan düzenin kekre yükü, sığ birikmişliği gönlümüzü daraltıp dünyamızı genişletiyor. Bu yüzden 3. Sayımızda son yaşadığımız durumlarla da önemini iyice anladığımız üzere “Başkanlık Sistemi ve Yeni Anayasa Süreci” üzerinde durduk.

4. Sayımızda da dert heybemizde neler mi var? Srebrenitsa ve Bosna gerçeklerinin vicdanî yalanlar karşısındaki yerine değindik. Onca yiten canlara, çocukların tanıdığı büyük kurşunlara ve son zamanlarda varlığı iyice unutulan vicdana değindik… Bosna savaşını hatırlar mısınız? Mesela Srebrenitsa size tanıdık geliyor mu? Srebrenitsa… Vahşeti, dramı, acıyı temsil eden şehir… Batının, yani modern uygarlığın vicdanını sınayan, dünyada kendini barış güvercini addeden kuruluşların sınıfta kaldığı ve tam “sekiz bin üç yüz yetmiş iki” kardeşimizi kurban verdiğimiz yer… İbrahim Tenekeci’nin de dediği gibi “Rakamlar maddiyatı, harfler ise maneviyatı temsil eder.” Ben de bu yüzden rakamlarla değil, harflerle yazmak istedim sayıları…

Son olarak da ecdadını bilip evladının bihaber kaldığı şuurunu şiir bilmek de İkra’r’ın vazifesidir. Bizler yolcuyuz, dert ise emeğidir yolcunun… İşte bu maneviyatla sizleri derginin ileri sayfalarına uğurluyor, yeni sayımıza kadar Allah’a emanet ediyorum…

Abdulkadir Ünal
Genel Yayın Yönetmeni

4. Sayı