Gösteri Uçuşu, Hüseyin Atlansoy
Merhaba,
Bu yazımda Covid-19 sürecinde okuma fırsatı bulduğum Hüseyin Atlansoy’un Gösteri Uçuşu adlı eserinden altını çizdiğim dizeleri sizlerle paylaşacağım. Önce Şâir ve şiiri hakkında bir-iki kelam edelim.
1962’de doğan Atlansoy Eskişehirli, İ.Ü Sosyoloji mezunu bir Felsefe Öğretmeni. Şiirleri Diriliş, Yönelişler, Yedi İklim, Dergâh gibi birçok dergide yayımlanmış. İkinci yeni arasında kendine özgün bir üslûbuyla şiirleriyle konuşulan bir şâir. O, Mehmet Solak’ın da deyimiyle “ … ölümün, dirimin ve aşkın şairi.”
Şiirlerinde metafizikçi ve gözlemci yönüyle şehir, medeniyet, aşk gibi konuların altını çizen Atlansoy 30 yılı aşkın süredir bu serüvenin peşinde.
Sebepsiz Hüzünler Sultanlığı ile tanımıştım Atlansoy’u. Değişik aurorası ve kelime cümbüşleriyle adeta kelimelerin dansıydı benim için. “ … ancak gözlerimizi biriktirebiliriz içimizde ”
Atlansoy mistik- metafizik şiiri çağdaş şâirler içinde temsil eden bir şair. Lirizm ve ironizm’in iç içe olduğu şiirleri şâirin felsefi yönünü belli ediyor.
Ben genel olarak şiirlerini okurken geçişkenliğe takıldım. Fakat bu geçişkenlikler genel olarak baktığımızda kendine has bir uyum yakalıyor. Eserlerini okurken bazı dizelerin felsefi alt yapısına -her nitelikli şiirde olduğu gibi- hayran kalmamak elde değil.
Şimdi gelelim sebebi ziyaretinize…
Gösteri Uçuşu, Hece Yayınları, 2. Baskı, 2015
“Kendilik giysisi
Giydim ancak çıkaracağım üstümden
Sıkıyor- yeryüzünde
Varınca menzile alacak sahibi”
“Hiç kimse İbrahim değil güzelim
Herkesin elinde bir balta.”
“Şaştımsa da dünyaya cambazım-kıldan inceyi aştım.”
“Allah’tan genetik değil acılarda
Yoksa yoksa- bu halim değil yoksulluktan.”
Tomur tomur patlayacak güneş
Kalbimizin duaya açılan mihrabında”
“Allah yürü ya kulum demiş ya bana
Bırakmayacağım arşınlanacak
cadde bostan ve ölüm- yürürüm.”
“Hiç, yoktan iyidir.”
“Sılası olmayanın yoktur gurbeti.”
“Düşer inan iyi tut
Bu can yoksa her yerinden çıkar.”
“Duyana ses fazladır.
Fazlalıklarınızı atın bir tek yaranız kalsın.”
“Her şarkı biter başladığı sessizikte.”
“Patlar gül
Yüreğimin ince kafesinde.”
“Kendime dönüyorum
Zekamla baş edebilirler saflığımla asla.”
“Ateşi geçen öğrenir suyu habil’den ibrahim’den
Yangını yandıran suyun yarayı yakan akışından.”
“Ben yarayı kanamasından
Güzeli söylettiği sözden bilirim.”